Masal benim yazar benim proje öğretmenleri ve öğrencilerine YAZAR GÜLÇİN AHISKA

Çocuk Edebiyatı'nın önemli isimlerinden Gülten Dayıoğlu'nun bir röportajını dinlediğimde aklıma ilk gelen masal benim yazar benim projesi öğretmenleri ve öğrencileri oldu. Yazarlık macerasını anlattığı röportajında, ilkokul öğretmeninin yazma konusundaki yeteneğini farketmesi üzerine, her gördüğü kişiye "Biliyor musunuz, ben büyüyünce yazar olacağım öğretmenim dedi" diyerek heyecanla anlatıyor. 

Bir şehirler arası yolculukta Gülten Dayıoğlu'nun gazete okuyan bir beyin okuduğu gazeteye meraklı bakışlarını fark  etmesi üzerine beyefendiyle tanışıyor ve kendisinin gazeteci olduğunu öğreniyor. Gazeteci Bey Gülten Dayıoğlu'na adres veriyor ve hikayesini gönderirse yayımlayacağı söylüyor. Bunun üzerine Bacacı diye bir hikaye yazıyor ve bir arzuhalciye giderek  cebindeki bozuk paraları veriyor ve daktiloyla hikayesini yazdırıp gazeteye gönderiyor. Ve ilk hikayesi gazetede yayımlanıyor. Hatta okula da bu gazeteden birkaç adet gönderiyorlar, fakat zaman içerisinde yayımlanan ilk hikayesi  kaybolmuş. 

Hikayenin devamı daha da enteresan. Gülten Dayıoğlu ortaokula başladığında yine bir öğretmeni yeteneğini farkediyor. Zamanın müfettişi olarak Reşat Nuri Güntekin okula geliyor, öğretmen müfettişe "Bu öğrenci çok yetenekli nasıl yardım edebiliriz?" diye sorduğunda, şu cevabı alıyor: Okulun kütüphanesinin anahtarını yaz kış demeden bu çocuğa veriniz. Kütüphaneden sorumlu olsun, temizliğini ve düzenini sağlasın. İstediği zaman istediği kadar kitap okusun... O günden sonra aylarca kütüphaneden çıkmayan ve 80 yılda 80 eser veren, yazar olan bir Gülten Dayıoğlu.. İşte bir çocuğun yeteneğinin farkına varabilmek ve ona yol gösterebilmek ne kadar kıymetli. 

Bu röportajı dinlediğimde aklıma siz değerli meslektaşlarım ve öğrencileriniz geldi. Paylaşmak istedim.